Başlıklar
Başlıklar
Venöz yetmezlik tedavisinde CBD Yağı kullanımı üzerine bilimsel araştırmalar yapılmıştır.
Kannabidiol kısaca CBD olarak bilinir. CBD, geniş kapsamlı terapötik (tedavi edici) özellikleri nedeniyle son yıllarda bilim insanları ve araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Yapılan araştırmaların neticesinde ise iyileştirici etkilerinden yararlanılabilmesi için CBD’nin yüz kremi, göz serumu vb. ürünleri piyasaya çıkartılmıştır. Özellikle bu CBD ürünleri, doğal yaşlanma karşıtı etkilere sahiptir ve bu yüzden de popülerlik kazanmıştır.
Ayrıca yapılan çok sayıda çalışma, CBD yağının kronik venöz yetmezliği gibi vasküler bozuklukların tedavisinde uygulanabilecek bir alternatif olduğunu göstermiştir. Peki ‘venöz yetmezlik’ nedir? Venöz yetmezlik tedavisinde CBD yağı kullanımı nasıldır inceleyelim…
Venöz Yetmezlik Nedir?
Kronik venöz yetmezlik olarak da adlandırılan venöz yetmezlik, bacaklarda şişme ve ağrı görülmesi durumudur. Bu durum aslında varisli damarlarla bağlantılıdır. Kronik venöz yetmezlik, kan dolaşımını etkileyen damarlardaki hatalı çalışan valflerden kaynaklanmaktadır. Yani bacak damarlarındaki valfler, normalde kalbe kan akışını sağlamak için çalışırlar. Bu valflerin ise tek yönlü bir işlevi vardır. Bu işlev de kanın bacaklara geri akmamasını sağlamaktır.
Kronik venöz yetmezlikte, valfler olması gerektiği gibi çalışmazlar. Yani bacaklarda kan birikmesine neden olurlar. Dünya üzerinde yetişkin nüfusun yaklaşık %20’sinin kronik venöz yetmezlikten muzdarip olduğuna inanılmaktadır. Vanalarda oluşan hasar veya damarlardaki tıkanma venöz yetmezliğe neden olabilmektedir. Bu tür bir hasar veya tıkanma, bacaklarda kan pıhtılarının oluştuğu derin ven trombozu nedeniyle de meydana gelebilmektedir.
Dış yaralanmalar veya düşmeler sonucu açık yaralar ve kanamalar oluşabilir. Bu kanamaları durduracak ve kan pıhtılarının oluşumunu sağlayacak bir mekanizma vardır. Oluşan kan pıhtıları ise zamanla doğal olarak çözünürler. Doğal olarak çözülmeyen damarlardaki bazı kan pıhtıları ise ciddi sorunlara yol açabilir. Böyle bir kronik problemin yaşandığı durumlara ise ‘derin ven trombozu’ denmektedir.
Venöz yetmezlik, zamanla bacaklarda renk değişikliği ve şişliğe, ayak bileklerinde ülser gelişimine ve kaşıntı ile belirgin varisli damarlara neden olmaktadır. Bu durum ise kişinin hem yaşam kalitesini bozar hem de iş gücünün azalmasına neden olur.
Çalışmalara göre variköz ven çıkarma ameliyatı geçiren hastalarda hastalığın daha önce etkilenmemiş bacak damarlarına ilerleyebildiği görülmüştür. Bu hastalık için kullanılan diğer tedaviler arasında ise;
- lazer,
- radyofrekans enerjisi veya skleroterapi,
- ablasyon,
- ilaç tedavisi bulunmaktadır.
Venöz Yetmezlik Tedavisinde CBD’nin Rolü
CBD, kanser, diyabet, fibromiyalji, epilepsi ve migren gibi birçok kronik durumun tedavisinde kullanılmakta ve faydaları görülmektedir. Vasküler yetmezlik de kardiyovasküler sistemle ilgili durumlardan biridir.
Yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre (kaynak), CBD ile entegre ürünlerin, kardiyovasküler sistem için yararlı olduğunu bilinmektedir. CBD, arterler üzerinde doğrudan bir etki uygular arterlerin anında gevşemesine olanak sağlar.
CBD’nin ayrıca kontrolsüz tip 2 diyabet ile ilişkili olarak, yüksek glikoz yükü ve iltihaplanmanın neden olduğu vasküler hasar üzerinde koruyucu bir etki gösterdiği de bilinmektedir. Bunlar CBD’nin anti-enflamatuar ve antioksidan özelliklerinden kaynaklıdır. CBD’nin, felç sonucu ortaya çıkabilecek kalp hasarı boyutlarını azalttığı ve aynı zamanda kan akışını artırdığı da bilinmektedir.
CBD’nin beyaz kan hücreleri ile ilgili pıhtılaşma mekanizmaları da dâhil olmak üzere, bağışıklık hücrelerinin hayatta kalması üzerinde etkileri bulunmaktadır. Klinik öncesi verilerde de gösterildiği üzere (kaynak) CBD’nin, kalp ile ilişkili durumların yanı sıra periferik vaskülatür (damarlar ve arterler) tedavisinde destekleyici bir rolü bulunmaktadır.
CBD’nin Vasküler Etkileri
Kan damarlarının bütünlüğü, nitrik oksit, P maddesi gibi vazoaktif maddeler, serbest hücreler tarafından etkilenir. Bu bileşikler, kan damarlarının gevşemesinden sorumludur. Aterosklerozda (damar rahatsızlığı), kan damarlarının yüzeyindeki iltihaplanma ve hızlandırılmış trombosit yapışması sonucu hasar oluşur. Enflamasyon ise proinflamatuar (iltihap yapıcı) maddelerin üretimini tetikler. Bu durum venöz yetmezlikle bağlantılı olan kan damarlarının iltihaplanmasına neden olur.
Araştırmacılar, CBD’nin vasküler etkilerini birden fazla modelde incelediler. Geniş kapsamlı çalışmalar, endokannabinoidlerin (vücudun oluşturduğu doğal kanabinoidler) ve fitokanabinoidlerin (CBD) vazorelaksasyona (Kan damarları tonüsünün azalması) neden olduğunu göstermektedir. Ayrıca yapılan birçok çalışma endokannabinoidlerin, arterlerdeki yara izini önlemenin yanı sıra kardiyovasküler yaralanma ve hasarı iyileştirmeye de yardımcı olduğunu göstermektedir.
Artan venöz basınç ve inflamasyon, venöz yetmezliğinin tipik özellikleridir. Oksidatif stres ve inflamasyon, kronik venöz yetmezliğe katkıda bulunan faktör olan varis gelişiminde rol oynar. Oksidatif stres, vücuttaki doğal antioksidan sayısının, zararlı serbest radikallerden daha az olduğu bir durumdur.
Serbest radikaller, metabolik süreçlerin yan ürünleridir. Hücrelerde enerjinin üretildiği yollarda üretilmektedir. Bunlar oldukça kararsız olan tekli oksijen elektronlarıdır. Kararlılık kazanmak için sağlıklı hücrelere saldırırlar ve proteinlerden, DNA’dan veya diğer hücresel malzemelerden elektron alırlar. Bir elektron kaybettikten sonra bu hücreler de kararsız hâle gelirler ve daha fazla serbest radikal üretilmiş olur. Bu durumda da kısır bir hücre hasarı döngüsü oluşmuş olur.
Oksidatif stres ve kardiyovasküler hastalıklar; kanserler, Alzheimer gibi birçok hastalığa ve ayrıca kronik venöz yetmezliğine katkıda bulunurlar. Vücut, serbest radikalleri nötralize eden doğal antioksidanlar üretmesine rağmen, birçok hastalık durumunda bu antioksidanlar yetersiz kalırlar.
CBD, güçlü Anti-Enflamatuar ve Antioksidan Özellikler Uygular
Araştırmacılar CBD’nin, bağışıklık hücrelerinde sitokinler (hücrelerdeki reseptörlere bağlanarak hücre çoğalmasını uyarırlar) gibi proinflamatuar (iltihap yapıcı) maddelerin üretimini düzenleyerek iltihabı kontrol ettiğini bulmuşlardır.
2018 yılında Journal of Pharmacology and Experimental Therapeutics’te yer alan çalışmaya göre CBD, güçlü anti-inflamatuar etkiler uygulamaktadır. Deneysel modeller CBD’nin, sitokin üretiminde bir azalma ile bağışıklık sistemi tepkisini etkilediğini göstermiştir.
Enflamatuar tepkilere katkıda bulunan diğer bir faktör ise bir tür bağışıklık hücresi (lökosit) olan MCP-2’dir (monosit kemotaktik protein-2). MCP-2’nin aşırı üretimi, enflamatuar tepkilere yol açmaktadır. Çalışmalar CBD’nin, iltihabı kontrol etmek için MCP-2 üretimini azaltan kannabinoid reseptörlerini (CB2) aktive ettiğini göstermiştir.
British Journal of Pharmacology’de yer alan bir çalışmada ise CBD’nin, akut inflamasyonu azaltmak için farmakolojik potansiyele sahip olduğu bulunmuştur. Yapılan diğer çalışmalarda da CBD’nin anti-enflamatuar potansiyeli desteklemektedir.
Tüm bunlara ek olarak CBD’nin antioksidan özellikleri kapsamlı bir şekilde incelenmiş ve CBD’nin antioksidan etkisinin, C ve E vitaminleri gibi güçlü antioksidanların sergiledikleri etkiye kıyasla %30 ila %50 daha fazla olduğu bulunmuştur.
Özet
CBD, oksidatif strese katkıda bulunan reaktif oksijen türlerini nötralize etmek için güçlü antioksidan etkiler uygulamaktadır. Cannabis Sativa bitkisinden elde edilen bu doğal bileşik (CBD) venöz yetmezliğin tedavisinde uygulanabilir bir farmakolojik alternatiftir.