Kozmetik

Kozmetik Ürünlerinde Kimyasallara Karşı Doğal Alternatif, CBD

Kozmetik Ürünlerin zararlar

Kozmetik ürünler günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu kozmetik ürünlerin içerisinde nemlendiricilerden yüz kremlerine, göz serumlarından şampuanlara kadar birçok çeşit mevcuttur. Ancak güzellik ve temizlik için kullanılan bu kozmetik ürünlerin kusurları da mevcuttur. Özellikle kozmetik ürünlerinde kullanılan kimyasal ürünler.

Kozmetik ürünleri yapmak için 13.000’den fazla kimyasal kullanılabilmektedir. Bu kozmetik ürünlerin ise tamamı ulusal veya uluslararası düzenleyici kurumlar tarafından denetlenmemektedir. Son zamanlarda birçok kozmetik ve kişisel bakım ürününde kullanılan bazı kimyasalların zararlı etkileri ortaya çıkmaktadır. Bu durum da kullanıcılarda endişelere neden olmaktadır.

Parabenler, formaldehit, kömür katranı ve ftalatlar, alerji, organ hasarı ve kanser gibi bir dizi sağlık sorununa neden olabilen kimyasallardan bazılarıdır. CBD (kannabidiol) içeren ürünler ise bu aşamada devreye girmektedir. CBD, etkinliği ve güvenliği göz önüne alındığında son dönemlerde popülerlik kazanan en önemli doğal bileşiktir.

Kozmetik Ürünlerinde Kullanılan Kimyasallar

Kozmetik sektöründe ya da kozmetik ürünlerinde kullanılan kimyasallardan bazıları aşağıdaki gibidir;

  • Parabenler: Reklamlarda sık sık gördüğünüz ‘paraben içermez’ sloganını hatırlarsınız. Ancak paraben nedir hiç merak ettiniz mi? Parabenler, kozmetik ürünlerde koruyucu olarak kullanılan yaygın bir kimyasal üründür. Kozmetikte bulunan bu koruyucular, zararlı küf ve bakteri oluşumunu önlemek için kullanılır. En yaygın kullanılan parabenler arasında ise;
  • metilparaben,
  • butilparaben,
  • propilparaben,
  • etilparaben bulunmaktadır.

Paraben içeren kozmetik ürünler arasında ise;

  • nemlendiriciler,
  • makyaj ürünleri,
  • tıraş ürünleri,
  • saç bakım ürünleri bulunmaktadır.

  • Formaldehit: Nemlendirici kremlerde ve diğer kozmetik ürünlerde başlıca olarak kullanılan bir başka koruyucudur.
  • Koku Kimyasalları: Kozmetik ürünlere hoş koku vermek için kullanılan bir tür kimyasaldır. En yaygın kullanılan kimyasallar ise;
  • limonen,
  • heksilsinnamal,
  • linalool,
  • butilfenilmetilpropiyonaldır.

En çok kullanılan ürünler ise;

  • şampuanlar,
  • saç kremleri,
  • losyonlar,
  • durulama kremleri,
  • duş jelleri,
  • parfümlerdir.

  • Ağır metaller: Ağır metaller yasaklanmış olsa da ürünlerde eser miktarlarda bulunabilmektedir. Kozmetik ürünlerde kullanılan ağır metaller ise;
  • arsenik,
  • kurşun,
  • kadmiyum,
  • cıva,
  • selenyum,
  • berilyum,
  • talyum gibi ağır metaller olabilir.

Kozmetik Ürünlerde Bulunan Kimyasalların Sağlığa Zararları

a) Alerjik Dermatit ve Sivilce

Kozmetik ürünlerde yer alan kimyasalların temel sağlık etkileri alerjik kontakt dermatittir. Koruyucular ve kokular, kozmetik ürünlerin neden olduğu alerjenlerdir. Yapılan bir çalışmaya göre kozmetiklerle ilgili alerjilerin %30 ila %45’i, kokulardan kaynaklanmaktadır. Alerjik reaksiyonların bazı semptomları dermatit, cilt hassasiyeti, migren ve astım ataklarıdır.

Bunun sebebi de kokularda kullanılan maddelerin cilde nüfuz etmesi, cilt tarafından emildikten sonra da kan dolaşımına girebilmesi ve diğer birçok organa yayılabilmesidir. Kozmetikte kullanılan koruyucular ise alerjik dermatitin bir diğer ana nedenidir. Bu alerjiler tipik olarak boyun, yüz, el ve koltuk altlarında görülmektedir. Deride şişmelere ve kaşıntı ile karakterize olan kurdeşen gibi diğer sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.

b) Kanserojen Etkileri

Meme tümörlerinde paraben konsantrasyonlarının değerlendirildiği bir çalışmada (kaynak), meme tümörlerinde kimyasallar tespit edildi. Ayrıca araştırmacılar, formaldehitin sitotoksik olduğunu ve hücre farklılaşmasını ve büyümesini, gen ekspresyonunu, hücre proliferasyonunu, membran bütünlüğünü ve hücre canlılığını olumsuz yönde etkilediğini de buldular. Tüm bu süreçler ise kanser gelişimi ile bağlantılıdır.

c) Organ Hasarları

Ağır metallerin yavaş yavaş vücut tarafından emildiği ve zehir görevi gördüğü bilinmektedir. Sistemimiz tarafından yavaş salınmaları ise organlarda birikmelerine neden olmaktadır. Daha düşük konsantrasyondaki ağır metaller ise organ hasarlarına neden olabilmektedir. Araştırmacılara göre düşük seviyelerdeki kadmiyum ve kurşuna sürekli maruz kalmanın bile böbrek, karaciğer, kemik ve kardiyovasküler sistem dâhil, kronik organ hastalıklarına neden olmaktadır.

Kozmetik Ürünlerde CBD Kullanımı

Doğal Bir Alternatif Olarak CBD’nin Etkileri

CBD, kenevir bitkilerinde bulunan doğal bir bileşiktir. Kenevir bitkisinden elde edilen CBD, yüz kremi, iyileşme losyonu, uyku maskesi, göz ve vücut yağları gibi kozmetik ürünlerin yapımında zeytinyağı, susam tohumu yağı, avokado yağı veya diğer terapötik (tedavi edici) yağlar ile karıştırılabilir.

Kozmetik ürünlerde CBD kullanmanın faydaları ise;

  • CBD Hipoalerjeniktir: Sivilce gibi yaygın cilt rahatsızlıkları, kozmetik ürünlerdeki sert kimyasallarla ilişkilendirilebilmektedir. Sivilcenin ana nedeni, bakteri üremesi sonucu cilt gözeneklerinin tıkanmasıdır. İltihaplanan gözenekler ise sivilce şeklinde ortaya çıkar.

CBD, alerji riski olmayan doğal bir üründür. CBD, tahriş olmuş cildi yatıştır ve iltihapla savaşır. Araştırmalara göre göz serumu, yüz kremi veya vücut yağı gibi CBD ürünlerinin anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğu bulunmuştur. CBD, yağ bezlerinden yağ akışını modüle ederek aşırı yağ üretimini azaltabilmektedir.

  • CBD Cildi Nemlendirir ve Kaşıntıyı Giderir: CBD yüz kremleri, iyileştirici losyonları, göz serumları ve vücut yağları, cilt kuruluğunu azaltmaya ve cildi nemlendirmeye yardımcı olmaktadır. Çalışmalara göre CBD’nin aşırı kuruluk ve alerji ile ilişkili kaşıntıyı azaltmada da etkisi vardır.
    Bilim insanları önce insan vücudundaki endokannabinoidlerden oluşan endokannabinoid sistemi keşfettiler. Bunlar, kendilerini kannabinoid reseptörleri olarak bilinen reseptörlere bağlayan nörotransmiterlerdir. Endokannabinoid sistem uyku, ruh hâli, enerji, doğurganlık, bağışıklık sistemi fonksiyonları, iştah, acı ve zevk hissetme şeklimiz gibi çoklu fizyolojik süreçleri düzenlemektedir.
    Kanabinoid reseptörleri ise 2’ye ayrılmaktadır. Bunlar CB1 ve CB2 kanabinoid reseptörüdür. CB1 beyinde yoğunlaşırken CB2 ise çoğunlukla periferik organlarda, gastrointestinal sistemde, bağışıklık hücrelerinde ve kalp kapakçıklarında bulunmaktadır. Yapılan çalışmalara göre (kaynak) alerjik kontakt dermatit ve şiddetli kaşıntı, kannabinoid reseptör eksikliği ile ilişkilidir.


Kozmetik Ürünlerde CBD’nin Etkileri

Yapılan bir çalışmada (kaynak) yer alan kronik kaşıntılı 22 hastaya, CBD kremi uygulandı. Araştırmacılar alerjik semptomlar olmadan kaşıntının %86.4 oranında azaldığını buldular. Araştırmacılara göre bunun sebebi, CBD’nin kaşıntı dürtüsünü, cildin sinir uçlarından beyne ileten sinyalleri kapatma yeteneğidir. Yüz kremi, vücut losyonu, göz serumu, iyileşme losyonu gibi CBD içeren kozmetik ürünleri, kaşıntı ve kuruluğu gidermenin yanı sıra cilt üzerinde yatıştırıcı bir etkiye sahiptir.

CBD’nin ayrıca optimal antioksidan özelliklere sahip olduğu da bilinmektedir. Yani CBD içeren ürünler, serbest radikallerin olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilirler. Bu da yaşa bağlı kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltabileceği anlamına gelmektedir. Yapılan araştırmalarda CBD’nin antioksidan aktivitesinin, E ve C vitaminleri de dâhil olmak üzere güçlü antioksidanlara kıyasla daha fazla olduğunu bulunmuştur.

Kırışıklıklar, ciltte beliren sarkmalar, cilt kuruluğu gibi yaşa bağlı belirtiler, cilt sağlığı proteini olan kollajen seviyelerinin azalması sonucu oluşurlar. Bilim insanları yaptıkları araştırmalar neticesinde 20 yaşından sonra kollajen üretiminin yılda %1 azaldığını buldular. Bu etkiler ise cilt yağı üretiminin azalmasıyla birleştiğinde, ciltte kuruluğa neden olmaktadır. Yapılan bir çalışmada araştırmacılar, CBD’nin kollajen üretimini desteklediğini ve ayrıca eklemlerdeki kırıkların iyileşmesine yardımcı olduğunu bulmuşlardır.

Serbest radikaller vücutta oldukça reaktif olduklarından dolayı, sağlıklı hücrelere zarar veren bir reaksiyon döngüsü (oksidasyon reaksiyonları) başlatırlar. Bu zincirleme reaksiyon ise kanser, diyabet ve kalp hastalığına neden olabilmektedir. Antioksidanlar, bu serbest radikalleri etkisiz hâle getirmeye ve hücresel hasarı önlemeye yardımcı olan maddelerdir.