Yaralanmalar, alerjiler, enfeksiyon kapmak ve oto-bağışıklık koşullarının hepsi iç iltihaplanmaya yol açabilmektedir. İltihaplanma ise şişlik, ağrı, eklem sertliği, kızarıklık gibi semptomlara neden olmaktadır.
CBD bazlı ürünler ise anti-enflamatuar ve analjezik özelliklere sahiptir. Gelin şimdi CBD’nin bu özelliklerinin bilimsel açıklamalarına göz atalım…
Öncelikle CBD nedir bunu açıklayalım. Kenevir türünün çiçekli bitkileri, tıbbi, eğlence ve ruhsal amaçlarla hemen hemen dünyanın her yerinde yetiştirilmektedir. Spreyler, tozlar ve topikal CBD bazlı ürünlerin, analjezik (ağrı kesici), antispazmodik, anti-anksiyete ve anti-inflamatuar etkiler gösterdiği bulunmuştur.
CBD, kenevir bitkisinden elde edilen bir bileşik olan Cannabidiol anlamına gelmektedir. Kenevir bitki türleri, insanlar tarafından yüzyıllardır bilinmekte ve farklı amaçlar için kullanılmaktadır. Kenevire dair bilinen en eski kayıtlarlardan bazıları ise MÖ 3. bin yılına kadar uzanmaktadır.
Kenevir ve bileşikleri, 14. yüzyıldan sonra bazı ülkelerde yasaklanmaya bazı ülkelerde ise kullanımı kısıtlanmaya başlamıştır. Ancak 21. yüzyıl itibarıyla bu durum değişmeye başlamıştır. Kenevir kullanımı birçok ülkede yasallaştırılmıştır. CBD’nin potansiyel terapötik (tedavi edici) özellikleri ise dünya çapında araştırmacıların ve klinisyenlerin ilgi odağı olmaya başlamıştır.
CBD, psikotropik etkiye sahip olmayan bir bileşiktir. CBD bazlı topikal preparatlar, taşıyıcı yağlar (badem, avokado, hindistancevizi veya zeytinyağı gibi yağlar) eklenerek hazırlanır. CBD topikal ürünleri ise;
- ağrı,
- iltihaplanma,
- sivilce,
- cilt kuruluğu,
- kırışıklıklar,
- diğer cilt rahatsızlıklarını tedavi etmede tercih edilmektedir.
CBD’nin Anti-Enflamatuar Etkileri
- Kalp Sağlığı: Klinik öncesi çalışmalarda CBD’nin birçok kalp sağlığı yararı olduğu görülmüştür. CBD, kalp iltihabını hafifletme kapasitesine sahiptir. Miyokardit dâhil olmak üzere kalple ilgili durumların tedavisinde terapötik (tedavi edici) potansiyele sahiptir.
Bu enflamatuar durumlar tedavi edilmediğinde ise felç ve kalıcı beyin hasarı gibi ciddi durumlara neden olabilmektedir. 2017 yılında yapılan bir çalışmada (kaynak ) tek bir doz CBD’nin, kan basıncını azaltmada etkili olduğunu bulmuştur. - Alerjik Astım: CBD, doğal ve toksik olmayan kökenleri nedeniyle birçok sağlık koşulunun tedavisinde kullanılabilmektedir. Alerjik astım, solunum yollarının aşırı duyarlılığının bir sonucudur. CBD, proinflamatuar belirteçleri azaltmada etkilidir. Bunun için alerjik astımı tedavi etmede önerilmektedir.
- Cilt sağlığı: CBD ile entegre merhemlerin, cilt izleri ve iltihaplı cilt durumları üzerinde terapötik (tedavi edici) etkileri incelenmiştir. 2019 yılında yapılan çalışmada (kaynak ) atopik dermatit (egzama) ve sedef hastalığından muzdarip iki yaygın inflamatuar cilt rahatsızlığına sahip 20 hasta incelenmiştir. Topikal CBD, lezyonlu cilt bölgelerine 3 ay süreyle günde 2 defa uygulandı. Sonuçlara göre CBD ile zenginleştirilmiş merhemin topikal uygulaması, tüm cilt sağlığı parametrelerinde iyileştirme göstermiştir. Araştırmacılar CBD’nin, enflamatuar cilt koşullarının tedavisinde etkili bir alternatif olduğu sonucuna varmışlardır.
Anti-Enflamatuar Etkilerin Sebebi
En basit anlatımıyla iltihaplanma, bağışıklık sisteminin yaralanma veya enfeksiyona verdiği tepkidir. Enflamasyon da vücut için bakteri ve virüsler dâhil olmak üzere istilacılara karşı vücudun savunma mekanizmasıdır. Bu süreçler, enfeksiyonlar ve yaralanmalarla mücadeleye yardımcı olurlar. Ancak iltihaplanma herhangi bir sebep olmaksızın uzun süre devam ederse bu durum endişe vericidir.
İltihaplanma, sitokin adı verilen bazı maddelerden kaynaklanmaktadır. Sitokinler, bağışıklık hücreleri tarafından bir yaralanma veya enfeksiyon durumunda üretilen ve salınan sinyal proteinleridir. Sitokinler sadece inflamasyonu başlatmakla kalmazlar. Aynı zamanda onu sona erdirmekten de sorumludurlar.
Araştırmacılar kannabinoidlerin, bağışıklık hücrelerindeki sitokin üretimini kontrol ederek iltihabı kontrol altına aldıklarına inanmaktalar. 2018 yılında Journal of Pharmacology and Experimental Therapeutics’te yayınlanan bir çalışmada (kaynak), kannabinoidlerin anti-enflamatuar etkileri olduğu bulunmuştur. Araştırmacılar bu çalışmada CBD’nin, deneysel inflamasyon modellerindeki sitokin üretimini etkileyerek bağışıklık sistemi yanıtlarını modüle ettiklerini bulmuşlardır.
Kanabinoid tip-2 reseptörünün aktivasyonu ise alerjide etkin rol oynayan MCP-2 (monosit kemotaktik protein-2) adı verilen bir tür lökosit üretimini azaltmayı başarmıştır. CBD, herhangi bir sitotoksik etki olmaksızın, MCP-2 (monosit kemotaktik protein-2) ve TNF (tümör nekroz faktörü) gibi diğer pro-enflamatuar ajanların salınımını da azaltmıştır.
CBD, endokannabinoid sistem (ECS) ile bağlantılı nörolojik ve fizyolojik süreçleri etkilemektedir. Endokannabinoid sistem (ECS), 90’lı yıllarda keşfedilen karmaşık bir hücre sinyalleşme ağıdır. Reseptörler, enzimler ve endokannabinoidler dâhil olmak üzere bilinen 3 bileşeni bulunmaktadır.
Endokannabinoid sistem ruh hâli, gevşeme, bağışıklık aktivitesi, metabolizma, doğurganlık ve uyku gibi çeşitli vücut fonksiyonlarını düzenlemektedir. Endokannabinoid sistem (ECS) ayrıca zevk ve acı da dâhil olmak üzere duyusal deneyimlerin düzenlenmesine de yardımcı olur.
Endokannabinoidler CB1 ve CB2 reseptörleri olarak bilinen iki tip reseptöre bağlanırlar. Bu reseptörler, hücre yüzeylerinde bulunan proteinlerdir. Bunların başlıca görevleri ise kimyasal sinyaller almak, bu sinyalleri hücrelere iletmek ve yanıt vermelerine yardımcı olmaktır. CB1 reseptörleri beyinde bol miktarda bulunur. CB2 reseptörleri ise periferik dokularda, bağışıklık ve gastrointestinal sistemlerde mevcuttur.
Bilim insanları CBD’nin ağrı ve iltihabı kontrol etmek için serotonin 1A reseptörü, adenosin A2A reseptörü ve vanilloid reseptörü 1 adı verilen diğer reseptör türlerini aktive ettiğini düşünmektedir. CB1 ve CB2 reseptörlerinin eksikliği veya endokannabinoid eksikliği, araştırmacılar tarafından birçok hastalık koşulunun arkasındaki nedensel faktör olarak öne sürülmüştür.
Reaktif Oksijen Türleriyle Mücadele
CBD’nin etki ettiği bir başka anti-enflamatuar mekanizma ise reaktif oksijen türlerinin aktivitesinin inhibisyonu ile bağlantılıdır. 2016 yılında yapılan bir çalışmada araştırmacılar (kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4851925/), eklem ağrısından muzdarip farelere 0.6 miligram, 3.1 miligram, 6.2 ve 62.3 miligramlık topikal CBD dozları uyguladılar. 4 gün sonra sıçanlarda eklem iltihabının ve ağrının azaldığı bulunmuştur.
CBD, serbest radikaller ve reaktif oksijen türlerinin etkisini baskılayabilmektedir. Reaktif oksijen türleri, hücrelerdeki metabolik işlemler sırasında salınan kararsız elektronlardır. Oldukça dengesiz olan bu elektronlar kendilerini sağlıklı hücrelere bağlama eğilimindedir. Bu nedenle de dengelerini bozarlar. Sonuçta daha reaktif oksijen türlerinin üretilmesine yol açarak bir yıkım döngüsü oluştururlar.
Reaktif oksijen türleri; kalp, eklemler ve diğer hastalıkların enflamatuar durumlarıyla bağlantılıdır. Araştırmacılar, NF-κB proteininin (bağışıklık tepkisini kontrol eden bir tür protein), CBD tarafından düzenlendiğini göstermiştir. Bu proteinin yüksek seviyeleri, artrit dâhil olmak üzere iltihaplı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
Daha önceden de bahsettiğimiz gibi yapılan birçok çalışma (kaynak ), CBD’nin güçlü anti-enflamatuar etkilere sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca kenevir bitkisinin de anti-enflamatuar etkilerinin, aspirine kıyasla birkaç yüz kat daha fazla olduğu düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada araştırmacılar (kaynak ), iltihaplanma ve ağrıdan muzdarip bazı hastaların, sıradan ağrı kesiciler yerine tıbbi kenevir kullandığını bulmuşlardır.
Enflamatuar Durumların Tedavisinde Doğru CBD Ürününü Seçmek
Çok sayıda CBD bazlı ağrı giderici sprey, ağrı giderici roll-on, vücut yağları, yüz serumları ve kremler bulunmaktadır. Ancak durumunuza uygun CBD ürününü seçmek gerekmektedir. İlk adım, enflamatuar bir durumu tedavi etmek için ihtiyacınız olan CBD dozajını belirlemektir. CBD’lerde doz aşımı riski olmasa da kullanmanız gereken CBD dozajını bilmek israf olmaması açısından da önemlidir.
Ayrıca üründeki CBD miktarını bilmek için ürün etiketini incelemeniz son derece önemlidir. Bazı ürünler genel CBD miktarını listelerken, bazıları doz başına miktar yazmaktadır. Genel olarak ürünlerdeki CBD gücü, miligramlar arasında değişebilir. Doğru CBD gücünü bulmak, sağlık durumunuza, belirtilerinizin kapsamına ve şiddetine bağlıdır. Ürün etiketinde önerilen dozla başlamak ve ardından ihtiyacınıza göre yavaşça artırmak en iyisidir.